4 Ekim 2011 Salı

6 Eylül 2005... Sakarya...
Söyleyecek okadar çok şey varki meleğim..
O güzel yüzün... Pırlanta gibi parlayan güzel gözlerin...
Sana bakınca içimde uyanan sevgi ve birden bire yerli yersiz içimde patlayan aşkın. Sonra bidaha patlayan aşk. Sonra birdaha... Birdaha...
Her seferinde iki misli, üç misli yıldırım gibi çakan o aşkın... Her gün her saat sana yeniden aşık oluyordum ve halada oluyorum... Belkide sana aşık olmaya yer arıyordum =) O kadar değerlisin ki benim için. Sınavda bana bakınca elimden düşürdüğüm kalemim mi dersin. En ufak bişeye üzüldüğünde içimde kopan fırtınalarmı... Yada bana her sarılışında bırakmamak için söylediğim saçma sapan şeylermi... Sadece iki, üç saniye daha fazla sana sarılabilmek için... Bazı geceler evinizin oraya gelirdim. Telefon açardım cama çık dye. Sadece seni 5 dakika daha görebilmek için... Çünkü 5 dakika seni göremessem o gece uyuyamazdım. Sen öyle birşeysin ki benim için, sanki Allah beni eksik yaratmiş ve seninle tamammışım gibi.... Daha yanımdayken gideceksin korkusuyla sarılıp öpmelere doyamıyorum... Ama artık her an yanımdasın birtanem. Her an öpebileceğim durumda o yumuş yanakların=))
Her an okşayabilirim saçlarını. Ve her an kaybolabilirim o güzel gözlerinde..
Artık tas tamamım. Çünkü sen yanıbaşımdasın.. Cenneti bilmiyorum ama, herhalde böyle birşeydir... Dünya hayatında daha önce tatmadığım duyguları yaşatıyorsun bana. Ben Allah'tan bir eş istedim anlaşabileceğim. Ve Allah öyle büyük ki bana bir MELEK verdi... O melek bana huzuru getirdi. Ve ben de o meleğe yaşadığım sürece huzur, mutluluk ve sevgimi vereceğime yemin ediyorum.

Levent ÇEPKEN (müstakbel eşin)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder